30 Aralık 2011 Cuma

Akseki 2. Bölüm

O iğrenç yerde uyuyakaldık kalmasına da baya bir acılı oldu.Ranza koymuşlar merdiveni yok!Burcu'yla oraya çıkabilmek için adeta birer dişi ramboya dönüştük.Bir ayak alttaki yatağın üstünde bir el yandaki demirde diğer el üst yatağın üstünde diğer bacak üstteki yatağın üstüne çıkmaya çalışıyor diğer kızlar alttan ittiriyor.O ranzaları oraya koyan her kimse artık bir sülale sahibi olmuştur.


Sabah 7 gibiydi uyandık , giyindik.Ata abi bizi almaya geldi , kahvaltıya gittik.Ama bu aslında çok büyük bir hataydı.Orası kesin battı bak ben size söyliyim.Merve'yle masaya bir oturduk masada başka kimseye yiyecek kalmadı.Hani birini ağzımıza götürürken diğer el masadaki diğer şeylere uzanıyor nefessiz yiyoruz.Herkes şok içinde bize bakıyor.Ayıptır söylemesi , nasıl hayvan nasıl aç olduğumuzu anlamanız için anlatıyım bir yandan pidelere yağ,bal sürüp yiyoruz diğer yanda kıymalı pide duruyor önümüzdeki tabakta salam falan var.Öyle de bir mide!Utanmasam yerken ki fotoğrafları koyucam da içimizden yaratık falan çıkmış , facebookta arkadaş sayımın 10a düşmesini istemiyorum o yüzden bunu yapmicam.Düşünsene herkes siliyormuş falan ..Arkadaşlarımız zaten dehşet içinde bizi izliyor.O gün zaten fahri bize hayvan,aç ayılar diye seslenmeye başladı.Şişkolar , dobişler böyle bilimum lakabımız var artık.Önümüzden kaçırırlarmış gibi böyle yerken merve'yle 1 saatin sonunda , hafiften doydum yeaaaa dedik.Biz birer öküz ..Biz birer canavar..


Okula son rötuşları yapmak için gittik , yerleştirdik , tahtaları tekrar koyduk.Sınıfı sildik ettik.Günün bombası Ecem'di.Yavrum o gün nasıl bahtsız nasıl talihsiz.Önce kafayı kapıya çaktı.Daha doğrusu kapı kafasına çaktı.Kapıyı sökerken.Şimdi böyle komik gibi anlatıyorum ama nasıl korktuk , kızın gözlerinin feri gitti resmen.Başka bir sınıfa gidip sırada uzandı.Yarım saat 1 saat sonra daha iyiyim dedi tam sınıftan çıtkı deeeerkeeeeeen , kafasına pano düştü abiii! :D Kızın alnı kızardı direk.Hadiiii tekrar sınıfa..Biz de güya 1-2 saatlik işimiz var diye umut dolu gelmiştik..Ay o sınıfın tozunu alıp yerleştirmek benden yıllar aldı.Bir yandan da kıvranıyoruz nolur akşam orda yatmayalım yine diye.Neyse ki şanslı günümüzmüş öğretmenevinde kalıcağımızı öğrendik.İşimizde en sonunda bitti.Gittik akşam yemeğimizi yedik.Biz yine merve'yle aaaaaaay çok açız , aayyyy nasıl karnım gurulduyor modunda takılıyoruz.Dünyayı yemişiz hala bir tripler,bir hareketler...Sonra Ata abinin evine gittik.Emir gitarını aldı.Şarkı söylüyoruz,fotoğraflara bakıyoruz,kendi çapımızda takıldık.Ama Merve'de bir haller var bir tuhaf ..Neyse belli olur dedim sesimi çıkarmadım.Kenarda Merve'yle otururken Fahri Merve'ye bulaşmaya başladı.Zaten işi gücü bizle uğraşmak sürekli sataşıyor !Ben de atladım '' Yaaa şişkoysak şişkoyuz,yemeyi seviyoruz arkadaşım sanane yeaaaa'' dedim ki hay demez olaydım!Hayatımın şokunu yaşadım.Merve baya baya uzun bir kız.Kalktı ''Ben yiyorum ama göstermiyorum , gösterenler düşünsün.'' dedi.Lafı direk gacııırt diye yedim yemin ederim.Sonradan öğrendik neye bozuk olduğunu o sinirle bana patlamış.Benim gözler yerinden pörtledi sadece ''MERVEEĞĞ!?!?!?!'' diye bakakaldım.


Hepimizin hafiften uykusu gelince kalıcağımız yere geri dönmeye karar verdik.Çıktık , dönerken merve'yle marketi soyduk öyle döndük.Ben odama girdim.Tüm gün ilgilendiğim şeyler olduğundan fark etmemiştim pek üstünde durmamıştım ama sonradan boş kalınca kafama dank etti.Christmas günüydü , ben normalde hep ailemle olurdum.Anneannem özel yemeklerini yapardı.Sabahtan hazırlanırdık , güzel güzel giyinirdik.Ayine giderdik.Akşam tüm aileyle birlikte geçirilirdi.Bir içim buruldu.Yatağa oturdum kulaklıklarımı taktım başladım çikolata yemeye.Artık nasıl yediysem , üstüm ,yatak,yüzüm heryerim çikolata içinde kalmış!İyi komaya falan girmemişim dedim sabah komodinin üstündeki boş çikolata paketlerine bakınca.Anneannemi aradım noelini kutladım.Keyfi yerindeydi arkadaşlarıylaymış,o biraz moral oldu.Nasıl da yorgunum,uyuyorum.Ama merve'yle ecem rahat vermiyor ki!Odaya girip girip çıkıyorlar , girip girip çıkıyorlar!Bıdı bıdı bıdı bıdı ay ne konuştular , ne konuştular , yemin ederim nerden buldular o konuyu anlamadım.Kapı da nasıl ses yapıyor , en sonunda açık bıraktılar kapıyı zaten ses yapmasın girip çıkarken diye.2. bir tehlike vakasını da öyle anlattım , biri gelse girse içeriye kızlardır diye dönüpte bakmicam ha.Meğerse merve olayları anlatıyormuş ecem'e.Allahım o da nasıl saçma nasıl saçma.Emir'in dediği bir şeye alınmış Emir'e trip atmış.Normalde ona da nazımız çok geçer ama Emir'de alınmış gece boyunca inatlaşmışlar olay bu.Ama merve nasıl ağlıyor nasıl ağlıyor...Neyse en sonunda uyuyakalmışım.Sabah Ecem uyandırdı hadi kalkın diye.Büyük gün!Pazartesi,açılış var!Giyindik gittik okula.Her geçen gün de çirkinliğime çirkinlik katıyorum bu arada..Yakında tanımıyoruz bunu , burdan bulduk , okulda çalışan bi garibanmış falan diyip dışlicaklar beni diye korkuyorum.





Kahvaltıya gittik yine ama yedirmediler :( Az zamanımız var siz yiye yiye bitiremiyosunuz çorba içerseniz için dediler :( Ben öksüüz , ben yetiiim.. Neyse okulda kantinde yerim dedim , iyi etmişim.Kantine gittim tost istedim.Adam yarım ekmeği çıkardı içine malzemeyi bastı gözlerim pörtledi.2 lira verdim.Evet doğru okudun.Buraya mı yerleşsem lan acaba?Hem boyacı da olurum söktüm ben o işi.Yaşarım vallaha ha temiz hava falan ölmem de ben burda diye düşüncelere dalarken çikolatalara gözüm takıldı.Onları da silip süpürdüm.Bir yandan da kızlara iğrenç lisemin berbat kantinindeki düşüğünde düşüğü el kadar tostların 2.5 lira olduğunu falan anlattım.Bir haftasonu içinde kimse yokken yıkılır o okulun da eğitimi sona erer inşşaallllaaah!

Yukarıya çıktım , öğrenciler sınıfın önünde kuyruk olmuş hepsi kafayı uzatıp içeriye bakmaya uğraşıyor.Koridorda yeni sınıf yapmışlar diye hepsi bir diğerine bağırıyor.Nasıl mutlular!Bi tanesi yandan kazağıma yapıştı , abla çok güzel olmuş çok beğendik! dedi.
''O zaman iyi kullanın orda iyi çalışın özen gösterin sınıfa malzemelere tamam mı?'' dememe kalmadan ,
''Kötü kullananı döveriz ki biz!'' diye atıldı.
Ne diyebilirsin ki?Gözlerinin içi gülüyor çocuğun.Sadece bir labaratuar.Çoğumuzun dönüpte şöyle bir bakmayacağı bir yer.Bir an kendimden nefret eder gibi oldum.Ama sonra içimi bir gurur kapladı.Yaptığım şeyler gurur duydum.Arkadaşlarımla..En önemlisi ise ; okulumla.Bir baktım ki tek bu durumda olan ben değilim.Her çocuk birimizi kapmış teşekkür ediyor.Dokunsan ağlicam öyle bir duruma geldim.Hüseyin Hoca geldi , size bakınca üniversite yıllarımı çok boş geçirdiğimi anladım , ellerinize yüreğinize sağlık dedi...Kek ya , kek börek sattık bunu yapmak için altı üstü nedir ki?Ben yeniyim daha ilk senem.Bu 100 küsürüncü okul olmuş.Sadece 3 sene gibi kısa bir sürede üstelik.


Kulübün kurucusu Emir.100 küsür okul..Ne kadar çok öğrenciye ulaşmışlar.Öğrenciler her yeri kurcalıyor bakıyorlar , hüseyin hoca onlara 1-2 deney gösteriyor.O sırada milli eğitim müdürü bir şeyler geveliyor onlarla pek ilgilenemedim ilgimi çok çektikleri söylenemez.Hayatımda yaptığım en doğru şey BUSOLUK'a girmekti açık ara farkla.Oradaki insanları tanımak ..Nasıl anlatayım , 1 gün görmesem , kafeye uğramasam bir garip oluyorum , acaba bizimkiler napıyorlardır şimdi? diye düşünmeden edemiyorum.Emir hepimizin babası gibi.Hepimize öyle göz kulak oluyor ki.Birimizin biraz başı ağrısın hemen bir panik hemen bir telaş.Ödü kopuyor birimize bir şey olucak diye üstümüze titriyor.Aramızda en büyüğümüz de o.Merve takımın neşesi.7/24 gülüyor enerjisi bitmiyor kızın.13 saat boyunca şarkı söyledi arabada ya insaf!Böyle matrak bir kız zor bulunur.Ecem annemiz.Görüp görebileceğiniz en anaç ruhlu insanlardan biri.Şöyle anlatayım : karda kayıp düştüm.Emir '' Kıza bir şey oldu kesin bir yeri kırıldı kaldırın kızı hemen!'' diye yerinden hareket edemiyordu , Merve ''Ne kaldırması ya fotoğraf çekin hemen fotoğraf fotoğraf ver bakıyım şu telefonu'' derken Ecem çoktan yanıma gelmiş beni kaldırmaya uğraşıyordu.Burcu ise bizi çekip çeviren toparlayan arkadaşımız.Burcu'nun yeri farklıdır.Onun sayesinde ısındım kafeye diyebilirim.Geçen sene de gelmiş ama ordan kimseye ısınamadığı için çok uğramamış.Ama öyle sevdik ki birbirimizi o beka var diye ben de burcu var diye gidiyorduk kafeye sonrada çıkamadık zaten.Sorumluluk sahibi olanımız o.Hiç bir şeyi unutmaz , planlı programlı çokta şefkatli.Gelelim Emir'e ! Big boss!Düşünce adamı.Müthiş fikirler ortaya çıkarıyor , ayarlıyor , düzenliyor , ortaya mükemmel şeyler çıkıyor.Hepimizin dersleri olduğu için onun kadar duramıyoruz kafede.O sürekli orda duruyordu ama artık biz kaynaştığımız ve birimiz dersteyken diğerimiz kafeye baktığı kısaca aramızdaki iletişim çok iyi olduğu için artık o da dinlenebiliyor.Akşamlara kadar uyuyor :D Fahri'de korumamız modunda.Ağır iş mi var?Ver Fahri'ye.Gerçi ikimiz bölüşüyoruz bu rolü.Su taşısın , eşya taşısın , boya-badana yapsın.Çok sert görünür , hep sataşır.Ama kepenkleri kaldırınca vallahi kedi gibi bir kalbi var anlatıcam onu da birazdan.Ben de ağır işleri yapan diğer elemanım.


Nerden takım özelliklerine gelmedim ama güne devam ediyorum.Köye giderken pasta almıştık kocaman.Anasınıfı ile de etkinlik yapmak için.Anasınıfına gittik.Sıcacık bir oda.İçinde bir sürü sevimli yaratık.Çocuklara bayılırım zaten alllaaah tadından yenmedi günün vallahi.Tüm enerjimi orda tüketmişim farkında olmadan.Oyunlar oynadık , atlayıp zıpladık ,ordan oraya koşturduk.Yağ satarım bal satarıma kadar ne varsa yaptık.Pastalarımızı kestik portakal suyu sıktık.Onlar da biraz yorulunca oturduk hediyelerini dağıttık.Kızlara peluş oyuncaklar bebekler , erkeklere de oyuncak arabalar,kamyonlar...O suratlarındaki ifade her şeye bedeldi yani bir 10 gün daha boya-badana yapabiliriz aslında diye bir köşede onları izledik.Hele içlerinden bir tanesi vardı allahım bu kadar mı tatlı olunur?!Emir'e yalvardım nolur şunu kaçıralım bak maskot olur diye dinletemedim ya!



Anasınıfından sonra eşyalarımızı topladık yola çıktık.Henüz saat 1-2 gibi bir şeydi , baya zamanımız vardı yani.Ata abi bizi lama çiftliğine götürdü.Allahım ne sevimli yaratıkmış onlar öyle?Kulakları yatırmaları tükürmek için hazırlandıkları anlamına geliyormuş.O tehlikeyi 1-2 kez atlattık.Dağ keçileri falan da vardı , onlar baya korkunç yaratıklar.Uzaktan bile pek bakamadım yani :D Gelelim asıl olaya ! Emir'in köyüne gitmeye karar verdik,Akseki'ye bağlı bir köy.Babaannesi ve dedesini çok özlemişti , biz de tanışmak istedik.Yolda Emir onlara bir şaka yapalım dedi..Düşün düşün bir şeyler geldi aklımıza.Acaba önce Fahri gitse de ''Emir Özcan'ı arıyoruz , kendisi asker kaçağı.'' mı dese diye düşündük.Sonra aman aman kalplerine iner diye vazgeçtik.En sonunda bulduk!İçimizden birini koluna takıp giricekti içeriye , nine ben bu kızı kaçırdım , babası vermedi , ben de aldım geldim 1 hafta burda kalıcaz diyicekti.O kişi de ben oldum.Girdim Emir'in koluna.Girdik evden içeriye , odaya girdik.Halası da ordaymış.Ellerini öptük.
Emir : ''Nine biz 1 hafta burda kalıcaz.''
Nine : '' Kalın tabi oğlum sen oğlumsun o da kızım.''
Emir : ''Evet nine işte gerçekten kızın oluyor şimdi kaçırdım atladık geldik.''



Nine önce bir baktı , bir şaşırdı.Sonradan toparladı , meğerse teyzesi arayıp söylemiş Emir akseki'ye geliyor arkadaşlarıyla orda sınıf yapıcaklar diye.Tüm hevesimiz kursağımızda kaldı!Sonra nine patlattı lafı
''Keşke kaçıraydın be oğlum tam kaçırılacak kızmış ah keşke kaçırsan da gelsen!'' Bizi aldı bir gülme..Bizimkiler de geldi yedik,içtik.Çok keyifli bir gün oldu.Sonraa yolcudur abbas diye başlayıp kalktık.Tekrar çıktık yola.Yemek yemek için durduk , gece geç olmuş.Ama nasıl da açım..Hamburger yiyeyim dedim,demez olaydım!Arabaya döndük , zeynep'le arkaya geçtik.Bir gariplik var midemde noluyoruz dememe kalmadan midem bulanmaya başladı.Nasıl kötüyüm ama!Ha şimdi geçer ha geçti diye bekledim bekledim yok gitgide daha kötü oluyorum.Emir'e söyledim en sonunda , yine bir telaş tabiki.Durduk yine tuvalete koşturdum.Allahım nasıl piiiiiiss! Nedir benim bu şansım ya?Biraz rahatladım ama eminim tekrar bulanıcak midem.En öne geçtim bir şey olursa direk camı açarım , yolu falan izlerim o da iyi gelir diye.Allahım nasıl küçükmüş orası!Yolculuk boyunca yaydım tabi bir taraflarımı , orası küçük geldi..Montumu örttük üstüme , ağaçları falan izlerken yine uyuyakalmışım.Bizimkiler yine bir mola vermiş , hiç oralı olmadım.


Öne yayıldım.Tekrar uyudum.Güzel bir uykuydu kiiiiii , diyemicem uyandırılış şeklim korkunçtu.Beşiktaş'a girdiğimde omzuma vurmaya başladı biri.Gözlerimi açtığımda karşılaştığım manzara ; şöför amca bir eliyle direksiyonu kavramış arabayı sürüyor , diğer eliyle beni dürtüyor 32 diş sırıtıp.Amca naaaaapıyosun yaaa???Deli midir nedir.Saat gece 2 olmuştu.Eşyalarımızı boşalttık , okula girdik.Okulda Emir merve ben ve ecem kaldık.Koştura koştura kütüphane'nin önündeki yatak-koltuka gittim.O da yayla gibi maşallah.Üstüne attım kendimi.Emir'in evi Beşiktaş'ta olduğu için o da gidicekti.Ben ne yapıcağımı bilemedim okulda uyurum diye düşündüm ama baya soğuktu okul.Emir bize gidelim ben salonda yatarım siz odalarda yatarsınız dedi.Öyle yapalım dedik ama sonra bana çok eziyet olucaktı sabah uyan eve git sonra okula dön vs.



Taksiye atlayıp eve geldim , annem uyumamış ona çok sevindim.Yatağıma attım kendimi.Bacaklarım hafiften sızlıyordu , sırtım ağrıyordu.Tatlı bir yorgunluk vardı üstümde.Ama şöyle bir düşününce , haftaya da keşke etkinlik olsa demekten alamadım kendimi.

Bize tüm bunları yapma fırsatı veren ve bize destek olan okulumla gurur duyuyorum.3 gün boyunca uykusuz kalıp neşelerinden hiç bir şey kaybetmeyip tüm gün sınıfta çalışan arkadaşlarımla gurur duyuyorum.




Teşekkürler B.U

Pazartesiye de çok var yaa...Kafe temiz midir acaba?


29 Aralık 2011 Perşembe

Akseki 1. Bölüm

Ve İstanbul'a döndüm.Biraz önce kapıdan içeriye girdim çantayı bir kenara fırlattım ve kendimi yatağa attım.Saat gece 4'e geliyor.Hani şu yorgunluktan , vücudun ağrısından uyunmayan geceler vardır ya hah onlardan biri bu gece.Ama inanılmaz mutluyum , mutluyum çünkü hayatımın en güzel günlerini yaşadım.İstesem de ölene kadar unutamayacağım bir deneyimdi.Ha şuanki halimi soracak olursanız çirkinlikten ölmeme 2 dakika kaldı ve ellerim bir inşaat işçisininkilerden farksız,cildim bedenimi terk etmek için uğraş veriyor kuruyup çatlayarak.
Gelelim olayın başına.Cuma günü sabahın köründe sınavım olduğu için erkenden çıktım evden.Ama ne çıkış görmen lazım!Adeta bir milli takım oyuncusu maça gidiyor öyle bir hava..Kimeyse artık o da sanki dünyayı kurtarıcam,çaktırmayın bozmayın yazıktır.Coolluk benim de haklım,olamasam da kader kısmet.Sırt çantası,boyundan asılmış kendim kadar bir spor çantası(bakın kendim kadar düşün yani,hah gerçi an itibariyle 28 beden kot pantolona sığdım orası da ayrı hahayt bunun da zevki başka,neyse) ve fotoğraf makinası çantası,üstümde xxxxl bir eşortman sanırsın eminem benim kankam,spor ayakkabı takılıyorum öyle..Şimdi ben cool olucağını düşünüyordum ama hayal görüyordum , dışarıya çıkınca anladım..Coolluk benim neyime?O xxxxl eşortman altını niye giyersin e be salak?Yağmur yağıyor! O paçaları ne siz sorun ne ben anlatayım.Coolum diye çıktım yağmurlu bir günde İstanbulun kaldırım pisliklerini temizlemeye ant içmiş bir losera döndüm.
Neyse okula ulaştım bir şekilde.Vizeyi alelacele yapıp çıktım alnımın akıyla kurtuldum biraz önce aldığım bir habere göre tam puan almışım,neyse ondan sonra kafeye koşturdum.Ama yorgunluktan da ölüyorum gökçe'yle geç saate kadar vizeye çalışmıştık,hava da deli gibi soğuk.Napsam napsam derken okulumun en sevdiğim yanı olan koridorlardaki yatak şeklinde koltuklardan birini alıp kaloriferin önüne çektim yattım uyudum öyle de bir hayvanım yani.Montları da üstüme aldım gayet dünya umurumda olmayan bir biçimde uyudum,kesin o sırada oradan brad pitt'ler efendime söyliyim johnny depp'ler geçti bana da bir taraflarıyla güldürler.Zaten anladığım kadarıyla okul ders aralarında koridorlarda dolaşmaları için bir mankenlik ajansıyla anlaşmış,derslere falan girmiyor onlar başka hiç bir yerde göremiyorsun.Dur şurdan bir kahve alıyım diye tipine bakmadan mal gibi atlayınca,en bitik ,çirkinin de beteri olduğun günler için varlar sadece.

''Arkadaşlar ses yapmayın koridorda,uyuyanlar var.'' sesiyle uyandım.Kafamda şimşekler çakıyor o sırada,tanıdık bir ses desen ı-ıh değil , yaşlı bir erkek sesi.Ne alaka lan kim bu overdose düşünceli diye kafayı bir kaldırdım ki profesörü gördüm karşımda,yanında da öğrencileri..Ehehehe şey ya hehe ben teşekkü.. dememe kalmadı ''ah uyandınız mı kusura bakmayın çok ses yaptık,uyuyun uyuyun.'' dedi.SENİN ALLAHINA KURBAN BEEE!!Senin o egosuz ruhunun önünde diz çökerim ben!Eğitimciyim diye geçinen profesörlük unvanına ulaşmalarına daha asırların olduğu,egolarından aynada kendilerini bile göremeyen beyinsizler ortalığı kaplamışken,ah sen ne tatlısın,ah sen ne güzelsin be amcam!

Veeeee sonunda yola çıkış!Hepimiz eşyalarımızı topladık,arabaya yerleştirdik.En arkayı kaptım bir güzel kuruldum oraya.Volkswagen caravelle yani orta boylu bir araçla gidiyoruz ve 7 kişiyiz gayet sıcak bir ortam yani.Ayakkabıları attık hepimiz diğerimizin kucağına yayıldık çıktık yola.Ben zaten her daim her yerde her şekilde uyuyabilme konusunda profesyonel olduğum için direk uyudum.Emir'in gitarı yanındaydı o çaldı bizim kızlar söyledi.Sonra arabanın durduğunu fark ederek uyandım.Ne olsa beğenirsiniz?Yolda kalmışız abi iyi mi?İnanılmaz kar vardı ama bu kadarını düşünmüyorduk,yolları kapamışlar.4-5 saat orda mahsur kaldık.Umurumda oldu mu?Hayır yine uyudum.Çünkü ben aç bir hayvanım yanıma yemek stoğu yapmıştım endişe 0 tabii tuz kuru.Hava aydınlanıp biraz ısınmaya başlayınca tekrar yola çıktık.Akşam 11.30 gibi yola çıkmıştık , öğlen 12 gibi Akseki'ye ulaştık.Bu arada yolda lensim düştü ve gözlerim 5 numara olduğundan ben burnumun ucunu bile göremedim.Bildiğin cehennem.Fen labaratuarını yapacağımız okulun fen öğretmeni Hüseyin abi'yle tanıştık.Abi diyorum çünkü kendisi gayet 87 li.Bizim kulübe ulaşan da kendisiymiş.Orada bir çay bahçesi varmış oraya gittik.İçerde yeriniz var dediler hoop geçtik içeriye 5 kız donduğumuz için en önden atladık mal gibi.Manzarayı aynen aktarıyorum: Bir salon dolusu erkek.Dişi sinek uçmuyor ordan.İçeriye girmemizle yüzlerce kafa döndü.Birbirimize yapıştık yandan yandan giderken merve masaya atladı hoooop tüm salona sırtını döndü bağını kopardı.Biz mal gibi kaldık.Allahtan Emir yetişti de sonradan çıkardı bizi ordan.Bir de ne öğrenelim, abi hepsi askermiş izin günlerinde çıkıp oraya gitmişler.İyi yırttık yani!

Biz normalde labaratuar malzemelerini alıp yollayıp kurulum masraflarını üstlenmiştik.Sınıfı görmek isteyip okula gitmek istediğimizi bildirdik.Okula gittik sınıfa bir girdik ki allahım nasıl iğrenç,nasıl berbat!Her yer toz,yıkık dökük,perişan,pis!Duvarlar dökülüyor sıvalar falan iğrenç!Bakakaldık sınıfa herkesin bir suratı düştü.İlçe Milli Eğitim Müdürü teşrif ettiler , müdürün odasına geçtik.Kendisi başladı konuşmaya, işte artık deneyler labaratuar ortamında yapılmıyormuş,çocuklara dış ortamlarda öğretip bu deneyleri yaptırabiliyormuşsunuz vs vs.Bendeki sinir harbini şuan anlatamam.MAL NİYE YAPTIK O ZAMAN SENİN AĞZINI BURNUNU DAĞITIRIM BEN  diye adamın gırtlağına yapışmak istedim.Teşekkür edeceğine yüzsüze bak!

Neyse Emir böldü konuyu , sınıfı toparlamak istediğini söyledi.Ama adam laftan anlamıyor ki plan yapalım o zaman bıdı bıdı bıdı bıdı konuşuyor.Yahu ne planı alıcaz 2 kutu boya yapıcaz işte.Neyse 2 saat beynimiz ütülendikten sonra kalktık yemek yemeye gittik.Yemekte Emir'in kuzeni Ata abiyle tanıştık.İnanılmaz tatlı biri , şehir şehir gezmiş , istanbul'da yıllarca yaşamış en sonunda bıkmış Akseki'ye yerleşmiş.Apartmanı resmen kız öğrenci yurduna çevirmiş.Her kata kız öğrencileri yerleştirmiş onlara göz kulak oluyor.Nasıl ilgili biri resmen hepsinin babası olmuş,kızlar da bayılıyorlar Ata abi'ye.Şansa bak onun da gözleri 5 numaraymış,kendi gözlüklerinden birini bana var.Camlar altıgen.Tabi o haldeyken gözlüğün şekline bakıcak halim yok ama bir taktım allahım nasıl çirkinim,nasıl çirkinim..Neyse yapıcak bir şey yok tabii şükrettim teşekkür ettim.Ama bizimkiler bakıp bakıp gülüyor.Yolculuk boyunca adım adım çirkinleştim hatta emir 3. gün ''Beka çok çirkinleştin bu ne ya kızım sana noldu ayyyy gülünce bile çirkinsin ata abi bak telefondan fotoğrafını gösteriyim,bu kız bu kız ya hale bakar mısın nasıl değişti?!'' dedi.

Sınıfa döndük duvarlardaki panoları tahtayı söktük.Sabahlayalım ama şurası bitsin yarın da biraz gezeriz dedik.Emir'le Fahri malzemeleri almaya gittiler,biz kızlar labaratuar malzemelerini başka sınıfa taşıdık onları yıkadık kuruladık temizledik.Sular da buz gibi bu arada sıcak su yok yani lütfen saygı duyun.Emir'ler geldi kızlar temizlik işine devam ederken ben boya-badanaya geçtim.Ayıptır söylemesi harikalar yarattım.Fahri bir kat badanayı saatlerce uğraşırken 2. katı hemen bitirdim lanet olsun böyle bir boyacı ruhu varmış içimde senelerdir de değerini bilememişiz , harcanmışım buralarda!Okulu falan bırakıp boyacı mı olsam napsam?İnanılmaz eğlenceli oğlum!Tahtaları indirdik kaldırdık emir ve fahri'yle.Hüseyin abi bize yardım ediyor bir de beden eğitimi hocası vardı,bizimle birlikte uğraştılar didindiler.Ah keşke tüm öğretmenler öyle olsa be.Hüseyin hoca o sınıf için öyle çaba sarf etti ki ..Bizimle birlikte sabaha kadar çalıştı boya yaptı.Bir de benim egomanyak hocalarımı düşünüyorum da..İşleri güçleri en önemlisi benim dersim şudur budur..

Gecenin sonunda her yerimiz boya-badana olmuştu, benim saçlarım bile.Kızların elleri soğuk sudan çatlamış her yerleri ağrıyordu.Emir'de o sırada bana ''Beka erkek gibisin yaaa 10 erkek gücündesin yemin ederim inşallah senin gibi kızım olur'' diyordu.Üzülsem mi sevinsem mi bilemedim.Yorgunluktan geberiyoruz ama gerçek anlamda.Emir Fahri ve şöför amca öğretmen evinde bizse öğrenci yurdunda kalıcaktık,milli eğitim müdürü öyle ayarladı.Lütfetti yani kalmaya bile yer vermicekti az kalsın.Bizim kaldığımız yurt huzur evi olarak yapılmış ,sonradan kız öğrenci yurduna dönmüş,başka bir yurt yapılınca da kapatılmış.Fakat bizim gittiğimiz haftasonu orda bir ödül töreni mi nedir çözemedik olmasından dolayı asker yakınlarının kalması için orayı açmışlar.Bizi oraya bırakmaları için arabaya bindik.Bir indik ki allahım köyün en yüksek tepesinde tek bir bina orası.Öldürseler kimsenin haberi olmayacak.Neyse dedik bir şey olmaz hehehe her şey ne kadar harika diye giderken aaayyyyy bir de görevlileri gördüm.Allah affetsin de yani..Bir kız öğrenci yurduna konulabilecek en güven vermeyen adamları seçin deseler onlar çıkar sonuç olarak.Ama o kadar safmışız ki tek sorun bu sanmışız.Asıl kabus odaya girince başladı.El kadar odaya 2 ranza koymuşlar, nasıl pis allahım resmen kokuyor oda.O yatakların hali,simsiyah olmuşlar.Tuvalet desen iğreeeenç terlikle bile basmazsın oraya , köpek bağlasan durmaz!Duşakabin falan hak getire , normal zeminden 3-4 cm daha içerde bir kısım var.Milli Eğitim Müdürü'de daha yeni temizlettik orayı diye övünmüştü.Bu mu lan temiz!Ulan bitlenicek ölücez gidicez şu kapıdaki adamlar gelip bizi kesseler ruhunuz duymaz be!O değil de kesin bizi öldürücekler burda diye diye uyuyakaldık hepimiz serdiğimiz çarşafların üstünde..İlk günümüz böyleydi işte.Of be çok uzun oldu şimdilik bu kadar olsun.2 ve 3te başka güne artık.

21 Aralık 2011 Çarşamba

Şuan içimdeki heyecan bambaşka.Kıpır kıpırım resmen yerimde duramıyorum.Bir kaç gündür geri sayımdayım ve şuan soooon 1 !Yarın kaldı yani yarın da geçince ta-daaa ver elini Antalya.Okuldan 9 kişilik bir grupla yola çıkıcaz.Önce bir organizasyonu açıklıyım kısaca.Bahçeşehir Üniversitesi Sosyal Sorumluluk Kulübü (Busoluk) olarak Akseki ilçesindeki bir köy okuluna yardıma gidicez.Keşke daha önce de böyle bir kulüpte bulunabilseydim inanılmaz şeyler kaçırmışım.Anadolu'da yardıma ihtiyacı olan bir sürü okula gitmiş ve duvar boyadan sıva yapmaya,teknoloji ve fen labaratuarları kurmaya , öğrencileri baştan aşağıya giydirmeye onlara hediyeler vermeye kadar her şeyi yapıyorlar.Sonra da öğrencilerle eğlence düzenleyip onlarla birlikte eğlenip geri dönüyorlar.Aslında bu işin sadece bir kısmı , mahkum çocuklarından tutun , doğal afetlerde rehabilitasyon çadırları kurmaya , öğrencilere pedagoji dersleri vermeye kadar her alanda uğraşlar,emekler veriyorlar.Ben de tercih döneminde dolanırken bu işten haberdar olup ,okul açılır açılmaz buraya girmeliyim demiştim,eh öyle de yaptım.Okulda 2 tane Bi' Soluk Kafe var  buraya kulüp üyesi olsun ya da olmasın tüm öğrenciler,çalışanlar her gün bir şeyler getiriyorlar.Kekler,börekler aklınıza ne gelirse.Toplanan gelirin tamamı da başta anlattığım etkinliklerde kullanılıyor.Kafe'de de üyeler çalışıyor.En çok çalışanlar da doğal olarak bu etkinlikleri yapan grup arasında bulunuyor.Öyle sevimli arkadaşlarım oldu ki orada anlatamam.İnanılmaz sıcak bir ortam var.Herkes gülümser,birlikte vakit geçirir,şakalaşır eğlenir.Böyle güzel bir yer yani.Kafeye koymak için küçük şirin süsler getirenler bir yanda , tezgahtaki tatlılara karşı koymaya çalışan kızlarımız diğer yanda..Kaç kızsınız şurayı silmeyi öğretemedim size yahu çek ayağını ordan diye söylenen Emir ise apayrı!Kısa zamanda birbirimize alıştık,çok sevdik.

Neyse efenim dönelim konumuza.Cuma günü xxl eşortmanlarımı ve koca montumu giyip , spor çantamı sırtıma vurup okula gidicem.Önce vizeye giricem ve ardından kafedekilerle buluşucaz.Akşam Feriha'yı izledikten sonra da yola çıkıcaz.Ne zamandır final yerine kullanılacak kısa filmim için konu arıyordum.Bir anda fikir parladı anıma.Bi Soluk'u anlatan bir şey çekebilirdim.Biri gelir bir dilim kek alır,parayı uzatır.Diğer elinde de üstünde Busoluk logosu olan kahve bardağı.Parayla bardağa zoom yapılır.Ekibin birlikte dizi izlemesi sonra yolculuk anlarında yaşananlar,şakalaşmalar,millet uyurkenki görüntüler.Bir kişi kulaklıkları kulağında otobüsten dışarıyı izlemektedir.(Klasik),okulda çalışmalar,öğrencilerin yeni sınıflarını görünceki mutlulukları,öğrencilerle birlikte eğlenme anları..En sonda yardım edilen okulun önünde hem bizimkiler hem de öğrenciler toplanmış,ben de beni de bekleyin diyerek yanlarına katılıyorum gülümseyerek o kareyle bitiriyoruz.Emir'de (kulüp başkanı) ne zamandır yeni reklam çekmek istiyormuş.Bir taşla iki kuş vuralım dedik.Çekimlere cuma günü başlayacağız.Heyecandan da ölmek üzereyim.Bakalım nasıl olacak!Gidilen yerlerde de öğretmenevlerinde kalınıyormuş genelde ama bu sefer yer olmadığı için otelde kalıcaz her şeyi de okul karşılıyor , nasıl üzüldük nasıl üzüldük anlatamam! :D

Şans dileyin gençler!

16 Aralık 2011 Cuma

Vapurdayım , kafamda berem , elimde parmakları açıkta bırakan tüylü eldivenlerim..Arkada Oasis-Crying your heart out çalıyor.Denizi izliyorum.İstanbul güzel şehir be!Kıymetini bilemeyenlere inat..Soğuk havadan nefret ederim , tamamiyle yaz insanıyım.Yükten hoşlanmam , bir tişörtle çıkmalısın sokağa.Ama bu sefer farklı , gerçekten farklı.Hafif serin bir rüzgar esiyor , üşümüyorum.Aklında bir isim dolaşır genelde böyle zamanlarda..Belki o adını bile hatırlamıyordur.Hatta belki tanımıyorsundur?Ama ben soğuktan bile nefret etmiyorum bu düşünce sayesinde.Belki de böyle bir şeydir herkesin uğruna hayatta savaş verdiği ortak amaç.Nefret ettiklerini sana sevdirebilecek biri.Hatta belki de tamamen bu sebepten arıyoruzdur, bize onları sevdirmesi için.Bunun için varızdır belki de.

Karşındakinin ne hissettiğini umursamadan , o seni tanısın veya tanımasın , buna rağmen onun için güzel şeyler düşünebilmek , düşününce mutlu olabilmek.Düşünüyorum da önemli olan şey belki de birlikte mutlu olabilmek değildir , onu düşündüğünde tebessüm edebilmektir.Belki sokakta 1 kez gördüğün biri bile olabilir.Tanımadığımız biri için iyi dilekte bulunmak çok zor geliyor insanlara,büyük bir sorun gerçekten.Ama tanıyoruz da noluyor ki sanki?Şarkım bitti..

Ne bileyim yatağa yattığında düşünecek birinin olmaması çok acınası değil mi?Çok yalnız.İnsanın kendini en mutsuz hissettiği an , kimsenin yanında güvende , huzurda hissedemediği an bence.Düşünsene ya yanında olduğunda başka şeyleri düşünmediğin ve bunun huzuruyla dolduğun bir yer yok!Hepimize bir dönem olmuştur bu belki 1 gün belki 2 hafta belki aylar..Ve maalesef herkes sevdiği , değer verdiği birini kaybettikten sonra aynı umutsuzluğa düşüyor.Bu hissi kaybetmiş bir insanın kaybedecek hiç bir şeyi yok.Bir insanın alabileceği en tehlikeli hal.Ama birini gördüğünde - ki bu 'o' kişi olmak zorunda değil- bunları gelip birinin tersine çevirebileceğini hissedersin ya..Sadece o hissi verir sana.Bir gülümseme görürsün ve bu düşünceye kapılırsın.İçten içe o umutsuzluk anlarında , daha büyük bir mutluluk olamaz.Seni yeniden güvende hissettirebilecek bir yer olduğuna inanmak.O hüzünlü müzik bir anda kendini hotel california'nın neşeli ritmine bırakır kendini.Sana bu hissi yaşatmış hişi gidebilir hatta onu bırak hiç gelmeyebilir.Ama sadece o düşüncelere kapıldığın an , işte o an seni mutlu etmiş midir?Etmiştir.Onun için dışardaki sıradan bir insan olsan bile..

Galiba artık yağmuru seviyorum ya ..

Dostlarıma

Bu sefer arkada Coldplay'den Clocks var.Ve bu sefer aklımda dostlarım var.Bu konuda gerçekten çok şanslıyım,bu yaşta çok güzel dostlar edinebilme fırsatı geçti elime.Nefret ettiğim lisemde bile en yakın arkadaşımı buldum mesela.Sanırım bu konuda biraz haksızlık ediyorum okula.Bengi..Beni tanıyanlarınız onu da tanıyordur zaten.Çok ilginç bir dostluğumuz var.Şuan onu hayatımdan çıkarsanız kocaman bir boşluk oluşur.Şuan Ankara'da olmasına ve haftada 1 kez falan konuşmamıza rağmen.O kadar çok şey yaşadık ki birlikte..İngiltere zaten başlı başına bir maceraydı bizim için.Ne zaman başım sıkışsa o rahatlattı.Dost dedikleri olay dertleri çözmek için değil , onlarla birlikte uğraşabilmek için,bıkmadan..İkimizde üzgünken hırçınızdır zaten,yanımızda kimseyi istemeyiz.İyi tanıyanlar öyle zamanlarda bizi kendi halimize bırakmaları gerektiğini bilirler.O yüzden birimiz üzgünken diğeri sessizce yanında oturur.Yanıma baktığımda onu orda görebilmek rahatlatmaya yeter beni.Şuan eskisine göre az görüşsekte o beka dendiğinde ' haha tazlım lütfen , o benim en yakın arkadaşım' , bense 'bengi mi?tanımak mı?şaka mı ,cahil misin o en yakın arkadaşım' diyebiliyoruz rahatça.He yeri geldi 2 gün aynı evde bulunup konuşmadığımız zamanda oldu.İkimizde dik kafalılık ve inatçılıkta level atlamış bu konuda profesyonel insanlarız ne de olsa..Ama yeri geldi ben bir anda welcome to the jungle diye bağırmaya başlayınca o da devamını getirdi.Sarhoş olduk,o midelerle ordan oraya koşturduk bir yerlere yetişebilmek için.O kustu , ben temizledim.Ben kustum , o poşeti tuttu.Ben kendimden bihaber dolanırken o benim arkamı topladı.Mont giyme özürlüsü bu embesil arkadaşına kış aylarında bıkmadan usanmadan mont giydirdi..
Ah Bengi bu kış o montu nasıl giyicem hiç bir fikrim yok..

Telefon açıp saçma sapan konuştuğumda,hatta cümle bile kuramadığımda , yanımdakileri arayıp ne olup bittiğini öğrenip ''sahra sarhoş baya saçmalıyor , durduramıyoruz'' cevabını alınca benle tek başa çıkabilecek kişi olduğunu bilip işini gücünü her şeyini bırakıp beni bir yerlerden toplayan dostum da var.Kardeş.Bu kelimeyi çok kullanır olmuş insanlar onu fark ettim.Tüm kelimelere olduğu gibi bunun da anlamını köreltiyorlar.Yazık..Gelip akşamın bir saatinde ben ayılana kadar benle ilgilenen , çocukmuşum gibi bana bakan , sakince davranıp aptalca hareketlerimi takmayan ama ayıldıktan sonra da azarlayan bir kardeş.Kerem.Örnekaldan beri canım ciğerim.Evde yalnız kalmıyım diye annesinden kekleri tuzluları kaptığı gibi gelen insanı tarif etmek sanıldığı kadar kolay değil ya.Yaz planımın tamamını yapıp yurtdışı işlerini ayarlamışken bir anda gelip (kendisi fenerbahçede kürekçi olduğu için son 6 senedir hiç tatil yapamadı,taa ki bu sene öss senesi olduğu için bırakmak zorunda kalana kadar) ''bu yaz 6 yıldır ilk defa tatil yapabilicem diyişiyle tüm planlarımı bana iptal ettirebilen kişi.Telefonu elime aldığımda ekranda kardeşim dediğiniz kişiden gelen 1-2 kelimelik sevgi sözcüğünün anlamı , tarifi yok.Ama o dövmeyi oraya yapıcam hayatım haberin olsun , sen yapamazsın oraya diye atarlanma bana boşuna.

Ve bir de tabii ki o.Hasta olduğumda dünyanın en huysuz insanına dönüşürüm.Bu halimi eskiden annem çekiyordu , bir de o.İş bölümü yapıyorlardı aralarında yani.Ama artık genelde yalnız yaşadığım için bu halim bir tek ona kaldı.Tamı tamına 13 saat söylendiğim , ağladığım , bağırıp çağırdığım , sinirlendiğim , dünyanın en gereksiz şeylerini anlattığım bir insan var.Ve ben tüm bunları yaparken o 1 kez bile 'öf' demedi.Dile kolay ya
 13 saat.''Bana bugün muhteşem yüzyıl olduğunu nasıl hatırlatmazsın niye hatırlatmıyosun nasıl insansın!?'' diye bile bağırdım sinirlendim.Gerisini siz düşünün.Saatlerce konuştum dinledi.Cevabı sadece ''Unutmuşum , bir dahakine hatırlatırım bak bakalım başka film var mı?'ydı.Bunu yaptığımı iyileştikten sonra Bengi'ye anlattım ''abi düşünsene bunu sana yaptığım hahaha napardın?'' dedim. Cevap tabii ki de belli: ''Siktir lan hayatta dinlemem'' Tabii ki de dinlemez , ben de dinlemem ki manyak mıyım.Benim bile kendime tahammülüm olmuyor hasta olunca.Grip sinuzit migren allah ne verdiyse hepsi birlikte geldiği için ..4 senedir her türlü uyuzluğumu,gıcıklığımı çeken o kişi.Ben ona bıkmadan söylenip dururken bana yemek yedin mi ya yemek ye diyen kişi..Birbirimize demediğimi bırakmayıp aylarca konuşmadıktan sonra o dostluğu özleyip bir gün sakince tekrar konuşmaya başladığım kişi..Teşekkürler Seyf..
Dipnot : Hasta olduğum günden sonra artık çarşamba günleri bana muhteşem yüzyıl'ı hatırlatıyor .. Ne diyim ki ben yaa ! :D

Hepinize teşekkür ederim iyi ki varsınız Bengi Seyf ve Kerem..

Rezaletler Kraliçesi BST

Gün geçmiyor ki bir çam devirmeyeyim , bir pot kırmayayım.Nerde rezalet,ben ordayım arkadaş.Gayet masum bir şekilde evime dönüyordum ki , minibüse liseden inanılmaz alakasız olduğum yalnızca ismini bildiğim biri bindi.Buraya kadar bir şey yok tabii.Neyse kulağımda kulaklıklarım trafiğe söverken geldiğimizi fark ettim kalktım.Bir baktım ki o da kalkmış.Neyse önden önden kaçayım ben de sapık damgası yemiyim dedim hızlı hızlı yürüdüm.Eve doğru yürürken fark ettim ki kepekli ekmeği almayı unuttum.Neyse , yoldan geri döndüm markete girdim.Hani dikkat edin gittiğim yoldan geri döndüm.Arkadan bakan bir insan elbette ki ilerlediğimi görmüştür.Neyse markete girdim bir de ne göreyim, orda.Dedim aferin bekacım bir de sıva bunla da yetinme lütfen sana yakışmaz.Ekmeği kaptığım gibi kasaya koştum 3.5 ata ata arkama bile bakmadım ama kesin görmüştür yani.Umarım görmemiştir ama sanmıyorum ben de o şans olsa ohooo...Sapık dese, oha takip etseydin dese dicek cevabım yok , eheh ben şey kepek ev diye gevelerim anca.Niye böyle şeyler hep bana oluyor?Niye yani?

15 Aralık 2011 Perşembe

Böyle monotonluk arasında çok değerli şeyleri gözden kaçırdığını hissettiğin oldu mu hiç?Ne bileyim 'O' olabilecek kişiyi görmüşsündür ama fark etmemişsindir.Saçma sapan hayat akışın arasında öylece bir kenarda durmuştur farkına bile varamamışsındır.Bir gün hayatına devam ederken bir anda tesadüfen yine görürsün.Çokta tanımıyorsundur.Hatta üstün başın berbat haldedir en paspal halindesindir,kafanda dert ettiğin düşündüğün bin bir türlü şey vardır.Ama o anda bir şey olur.Geri kalan her şey gider , kafanda şimşekler çakar.Bunu yaptırtan bir tebessüm de olabilir , bir hareket ya da bir sözcük.Nasıl fark edemedim diye kızarsın kendine.Tüm gün düşündüğün onca şeyi o sırada hatırlamaya çalışsan bile başaramazsın.Mutluluk sezersin , değişik hissedersin.Onu çok yakından tanımamanın avantajı dolaşır damarlarında , onu tanımak , bilmek istersin.Acaba yakından da bu kadar iyi mi?Olsaydı nasıl olurdu , nasıl giderdi.Ama olmazdı , hiç bir zaman olmaz çünkü.Neyse..
Can Yücel'den gelsin : ''Yalnızım..Çünkü herhangi biriyle değil , beklediğime değecek kişiyle devam etmeliyim yola.''Ne diyim ki , büyüksün be baba.

Bilmek , birini tanımak güzel şey.
Bir de gülümsemek.
Hayalperestlik de öyle.


Günaydın.

11 Aralık 2011 Pazar

Bir Şey Eksik

Haftalardır diyetteyim.Şu süründüren cinslerden değil , onları denemeyi bırakalı çok oldu,akıllandım.Gittim diyetisyene normal insani bir programla yiyip içiyorum.Gerçi o listede benim yiyebildiğim sadece 2 şey var onlarda ızgara köfte ve nugget.Tek tip beslenmeyle problemim olmadığı için çok sorun yaratmıyor.Ama bir sorun var: 
Tatlı.Mümkün olsa hücrelerimin çikolatadan yapılı olması şartıyla (böylelikle eğer ıssız bir adaya düşersem kendimi yiyebilirim mantığıyla) her şeyi yapabilirim.Ama şimdi haftalardır yemiyorum.Yediğim günlük tatlı miktarını doktora söylediğimde %100 şeker hastasısın cevabını bile aldım ama her zaman domuz kadar sağlıklı olduğuma emin olduğum için tahlil yaptırmadım.Senelerin alışkanlığını bırakınca moralin bozuk,depresif dolaşıyormuşsun.Sigarayı bırakma çabalarının zorluğunu şimdi anladım.Şuan nasıl moralim bozuk , nasıl hayattan soğumuşum belli değil.Ki ben yani BST içinizde tanıyan varsa bilir.Bazen kendime diyorum : ye anasını satıyım nolucak aman! Ama sonra düşünüyorum , ulan bu yaşta daha böyle kilo almaya devam edersen sen seneler sonra kim bilir ne hale gelirsin.Hayır bir de şöyle bir durum var çok değil bir kaç sene öncesine kadar gayet zayıf bir kızdım.Lanet olsun sakatlandığım güne , allah o günün bin bir türlü belasını versin , tarihten silinsin o gün.Ne zaman bıraktım sporu , çat hemen kilo.Bir anda o kadar kilo alınca insanda da denge kalmıyor.Bazen ye siktiret modundayım bazen de e ama şu elbisenin içinde de zayıf olsam güzel olurdu be hacı modundayım.Ama hiç geçmeyen bir şey var ki o da mutsuzluğum.Mutsuzum yani gayet basit ,bu.Pizza yemek istiyorum, gidip 3-5 tane doughnut yemek ardından ruffles yemek istiyorum.Yine çikolatalarıma kavuşmak istiyorum.Huysuzluğum tavan yapmış durumda insanlar yanıma yaklaşamıyor.Biri bir şey dese öffffffleyip dinlemeden geçiştiriyorum.Dışardan bakılınca ağzının ortasına vurulmalık bir yaratığım yani.Ama işte böyle bir durumdayım.


Ne biliyim bunlar mutsuz ediyor beni.Zorlanıyorum.Böyle bir şeyler de eksik hayatımda.Yaptığım bir şey yok.Okula git-gel.Bomboş bir hayatım var ve bu durum canımı çok sıkıyor.Monotonluk kesinlikle benlik değil.Ne olurdu şu film çekimleri ertelenmeseydi?Bazen de belki de eksik olan bunlar değil , belki de biri eksik ve sen o eksikliği başka şeylerle tamamlamaya çalışıyorsun ama içten içe olmadığını biliyorsun diyorum kendime.Olabilir tabii.Ama herhangi biri olmasındansa kimsenin olmamasını tercih ederim.Asıl kişiye öyle ulaşacağıma inanıyorum.


Aman allahım ben neler diyorum adeta duygusallaştım.Ne olduğunu bilmiyorum ama bir şey kesinlikle YANLIŞ.
Not : Ama şimdi sevdiğimin kollarında sıcak çikolatam ve battaniyemle oturuyor olsam fena mı olurdu?ABİ LANET OLSUN BU BEN DEĞİLİM!


Dakikalar sonra gelen edit : Oturdum çocuk gibi ağlıyorum resmen istediğim yemekler için ya .. Napıcağımı şaşırdım.Bir gariplik var ama içinden çıkamıyorum.Okula gitmek istemiyorum.Allahın belası okula sabah yetişebilmek için 5te kalkmam gerekiyor , 5TE!İçimdeki huzursuzluk nasıl geçicek bilen varsa bana ulaşsın.


Edit : O tatlı krizini de alnımın akıyla atlattıktan sonra öğrendim ki 5 kilo vermişim.Daha da canım çekmiyor zaten.Kurtuldum yani.ZAFEEEER!

9 Aralık 2011 Cuma

Anneye Yapılan Şaka

Efendim geçen gün annemle bir şaka yapalım dedik.Annemle babamın alyanslarını takan bir insan evladıyım.Bunu görünce dediler ki haydi annene bir şaka yapalım.E hadi dedim o zaman.Açtık telefonu
''Kızının elindeki alyanstan haberin var mı Betül Hanım?''
Annem de önce bir sessizlik ve ardından  : ''Ne alyansı yahu?''
''E bildiğin alyans işte canım , takmış kızcağız''
''Ay dalga geçmeyin benle''
''Yok vallahi şuan elinde alyans var bak yemin ederim''
''A a ne alyansı noluyo versene bana Sahra'yı''
''Annecik naber?''
''İyidir kızım , ne alyansı taktın noluyo ciddiler miydi?''
''Evet annecim ciddiydiler''
''Ay kızım beni niye tanıştırmıyosun ya , adı nee?''
Cem Abi telefonu kapar
''Betül abla hayırlı olsun yaaa , valla çok sevindik burda''
-telefon döner dolaşır yine bana gelir :
Annem : ''Kızım dayından mı öğrendin sen böyle bu işleri habersiz yapmayı , niye tanıştırmadın beni adı ne ??''


Yuh dedim , kadına alyans taktım dedim , nişanlandım dedim kadının tek derdi adını bilmemesi tanışmaması oldu.Hayır yani gidip cidden alyansı falan taksam resmen olay olmayacakmış.Hadi babam bu olaylarda sen kendine yakışanı yaparsın ben her zaman arkandayım kızım , nasıl istersen öyle yaparsın der her zaman da annemden bunu beklemiyordum.Hep önceden planlı programlı yapılmasını sever her şeyin öyle ani olaylara gelemez.Ama sanırım benim onla bu konudaki taban tabana zıtlığıma, deliliğime alışmış olacak ki bekliyormuş böyle bir atak,hazırlıklıymış.


Ayrıca orda bir tanıdığa da aynı şakayı yaptık , Sahra nın yüzüğünü gördün mü nişanlandı dediler , kadın aaay bakıyım yüzüğe diye hemen kaptığı gibi eli inceledi ''Aaaaayyy ama çok güzelmiiiş hayırlı olsuun'' dedi.Hayır dedim hiç mi garipsemediniz , bi şaşırın falan?!? Yok , galiba yaşım geldi benim yaşlandım mı nedir noluyor kimse de demiyor ayol olur mu bu yaşta daha 19sun diye.Vallahi şaştım kaldım.


İşte bu da başımdan geçen bir olaydı sevgili okurlar , her an ben evlendim diye gelebilirim yani hazırlıklı olun.