9 Nisan 2012 Pazartesi

Uzun süre her şey tepetaklak gittikten sonra bazı şeylerin yavaş yavaş düzeldiği hissi kadar insana huzur veren başka bir şey yok galiba.Gerçi düzeliyor mu düzelmiyor mu ona da karar veremedim her şeyin bir anda kötüye gideceği hissi nedense hala kendini hissettiriyor.

Uzun zamandır görüşmediğim bir dostumla konuştum mesela.Baya uzun zamandır...En yakınlarınızdan biri olup,birlikte büyüyüp,senelerdir tanıdığınız kimseyle paylaşmadığını şeyleri paylaştığınız ama bir anda hayatınızdan çıkarmak zorunda kaldığınız bi insanla 1.5 sene sonra konuşup onun aynı insan olduğunu görmenin hissi bambaşkaymış.Belki zamanında hatalar oldu kimse birbirine sorununu anlatmadı, ama şuan , iyi ki böyle olmuş diyorum.Üstünden zaman geçtikten sonra olaylar hakkında daha düzgün düşünüp farklı açılardan bakabiliyor insan.Yeni bir dost kazanmaktan daha güzel bir şey varsa, o da eski dostunu yeniden kazanmaktır sanırım.

Ama tabii her şey bu kadar güzel gitmiyor.Bir yerden toparlarken bir yerden yine bozuluyor.Yanında iyi hissettiğiniz,başka bir şey düşünmediğiniz,sadece mutluluğu tattığınız birini bulmak dünyadaki en zor şeylerden biri.O kişiyi bulduğunuzda uzak durmanız gereken bir kişiyse o da yeryüzündeki cehennem.Onlayken hayatımın en güzel günlerini yaşadım, onun yanındayken bu düşünceler aklımın ucundan bile geçmiyor ama gidince hepsi bir bir yapışıyorlar yine.Ben napıyorum diye soruyorum kendi kendime.Sonra onunla konuşuyorum, her şey uzaklaşıyor yine.Yanında eğlenip rahat olabildiğim,huzurda hissedebildiğim insanın değerini bilecek kadar uzun süre yalnız kaldım.Şimdiyse kimseyi üzmemeye çalışıyorum ama bu seferde ben mutsuz çıkıyorum.Ne bokum işse artık bu.İşin içindeyse öyle insanlar var ki başka bir konu olsa beni öldürün derim ama lanet olasıca bu işte bunu diyemiyorum, olmuyor.Kendimi, derdimi nasıl anlatıcam diye içim içimi yiyor.Kimseyi kaybetmeyi göze alamıyorum, hepsi de içimde patlıyor.Gelsin sonra durmayan burun kanamaları, baş dönmeleri.

Ne yaparsam yapıyım olmuyor işte bir yerden düzeliyor bir yerden bozuluyor, geçinip gidiyorum.Emin olduğum tek şey şu ki huzur çok önemliymiş.
Ankara'ya yollasanıza beni hacılar ya.Hadi be.Valla oraya bi geri gidesim var.Angara'yı sevmeyenin canı çıksın.1 ay falan oldu heralde döneli her gün hatırlayıp içim sızlıyor resmen, çok acıklı.

Öznur'la birlikte artık depresyon bir yere kadar kaldır kıçı diyerek Bengi'nin yanına kaçtık.Oğlum Bilkent ne güzel yermiş,hayat ordaymış.Tabii yakın arkadaşın yoksa yanında acırım haline de, sevdiklerin yanındaysa hayatının en güzel dönemini yaşayabilirsin.3 moron gerçekten en eğlenceli günler listesinde zirveyi zorlayacak tatili orda yaptık.

Gidiş biraz sıkıntıydı akşam okuldan çık o çantalarla ataşehire git otobüse bin falan.Bir de malum minyon bir insan evladı olmadığımdan allahım o yol bitmedi.Bacaklarımı nereye sokucağımı şaşırdım yok olmadı sığamadım,sağa döndüm olmadı sola döndüm olmadı lanet edip oturdum öylece tüm yolculuk boyu.Sabaha karşı yurda vardım.Öznur'un öğleden sonra dersi olmadığı için sabahtan çıkmıştı yola.Neyse kaçak olarak girdim bengi'lerin odasına.Oda arkadaşı Çağla sağolsun sıkışırız hep birlikte yatarız dedi.Küçücük odaya sığdık öyle.Ertesi gün Ankara'yı gezelim diye çıktık angara sokaklarına.Abi hiç mi bir şey olmaz.''ANKARA'NIN BAĞDAT CADDESİİİ:)))))))'' dedikleri yere gittik bir tane starbucks bir tane günaydın bir de DKNY var bu.Ama bize her yol eğlence diyerek kankalarla eğlenmek paha biçilemez modunda keyfimize baktık.Akşamında da çıktık yemeğimizi yedik ordan da eğlenmeye geçtik.O sırada gaaaliba biraz fazla içmiş olucaz ki hepimizin ağzı yüzü kaymış.Bengi'yle bir videomuz var allahım gün yüzüne çıkmamalı o video.Biri görse reziliz.Bengi'ye bir sebepten dolayı tokatla beni diyorum o da yüzüklerini tek tek çıkarıyo hazırlık yapıyo ve yapıştırıyo bir tane.Ordaki surat ifadem....Yok böyle bir ifade.Ben gerizekalı olarak çok karıştırdım o bir hataydı hatırlamadığım kısımlar mevcut maalesef,artık kader diyoruz.Ama kendime nerde geldiğimi hatırlıyorum.Yere çakılışımla hafızam geri geldi.Yurt görevlisi gerizekalı kadın benim yurtta olmadığımı fark edince beni çıkardı.Misafirhaneye gidicem ama kafam 1 milyon hiç bir şey algılayamıyorum.Öznur önden kaçtı gitti de işte ben yakalandım.Neyse bengi'yle çıktık o beni bırakıcak misafirhaneye ama o kafayla yerleri buz tutan bilkent çok iyi geçinemiyormuş.Giderken dizimin üstüne bir çakıldım.Ama böyle bir çakılış yok.Dizimi kırdım diye bas bas bağırdım gecenin bir vakti.Ama sonra o diz öyle bir hal aldı ki sanırsın çekiçle vurdular.Gökkuşağının tüm renklerini bulabilirdiniz kafam kadar çürüdü.2 saatte yerde debelendim kalkamadım.Sonrasını yine hatırlamıyorum yarı baygın şekilde uyumuşum.

Bengi'yle guitar hero oynamaya gidelim dedik Bilkent'in girişindeki Ankuva diye bir alışveriş merkezine gittik.Tam bir öğrenci mekanı zaten her yerde Bilkent'liler.Playstationların arasına bir camekan yer yapmışlar orda da guitar hero var.2 kız girdik,tabii ki de kendimizden geçmişiz,içimizden yaratıklar çıkmış.AND IT FEELS RIGHT THIS TIIMEEEEEE diye anırıyoruz.Şarkıyı bitirince HELL YEAAAAAH diye yumrukları sıkıp arkaya bir döndük ki refleks olarak...Hayvanat bahçesinde az görülen hayvanlara dönmüşüz haberimiz yokmuş.Dizilmişler 428562 diş sırıtarak bizi izleyen bir grup.Öyle kaldık yumruklar havada ağızlar 1 karış açık öyle bi bakıştık bir süre.Sonra önümüze dönüş hızını bence hesaplayabilirsiniz.Orda adeta az bulunan bir maymun türü olmuşuz gelen geçen bizi inceliyor aaa şunlara bak diye.Hiç hoş değildi,hiç...

Şimdi bekliyoruz tabii illaki başka bi rezillik yaşanıcak yani bir bst klasiği olmazsa olmaz.Yaşadık efendim tabii ki yaşadık.Bengi'yle ingilizce dersine gittim oturdum.Hoca gelmeden önce babam aradı açtım konuşucam.Ama allah bana öyle bir yanak vermiş ki maşallah hiç bir yere sığdıramadığım gibi telefonda da asla düzgün konuşamıyorum.İlla ya ekrandaki sessize al tuşuna basıcaklar ya da hoparlöre.Ama ben o sırada toplu bir mekanda bulunduğumdan tabii ki de ikincisi yani lütfen başka türlüsü düşünülemez.Güya coolum ben orda gelmişim oturmuşum bi havalar falan.Nereye nereye sen bst'sin havan kime yani değil mi?Hoparlör açıldı.Benim de babam telefonda dünyanın en yüksek sesle konuşan adamı.Bir öteki odadan duy sanırsın ki savaş var,öyle bir bağırma.NAPIYOSUNUZ BÖCÜKLER diye bir gürleme.Bekle coolsun ondan sonra beka bekle coolsun.ee baba şey dur bi dakika sus. 'NE NE DİYOSUN NOLDU' baba dur gözünü seviyim sus dur diyene kadar elim ayağıma dolandı bi türlü de kapatamadım hoparlörü orda yer yarılaydı da içine gireydim.

Öyle ya da böyle şuana kadar yaptığım tatillerde ilk 3ün hepsi bengi'yle.O kadar güzel geçen 3-4 günün ardından sıkıcı İstanbul'a dönmekte nasıl koydu, nasıl koydu...Artık devamı bu yaz umuyoruz.