29 Aralık 2011 Perşembe

Akseki 1. Bölüm

Ve İstanbul'a döndüm.Biraz önce kapıdan içeriye girdim çantayı bir kenara fırlattım ve kendimi yatağa attım.Saat gece 4'e geliyor.Hani şu yorgunluktan , vücudun ağrısından uyunmayan geceler vardır ya hah onlardan biri bu gece.Ama inanılmaz mutluyum , mutluyum çünkü hayatımın en güzel günlerini yaşadım.İstesem de ölene kadar unutamayacağım bir deneyimdi.Ha şuanki halimi soracak olursanız çirkinlikten ölmeme 2 dakika kaldı ve ellerim bir inşaat işçisininkilerden farksız,cildim bedenimi terk etmek için uğraş veriyor kuruyup çatlayarak.
Gelelim olayın başına.Cuma günü sabahın köründe sınavım olduğu için erkenden çıktım evden.Ama ne çıkış görmen lazım!Adeta bir milli takım oyuncusu maça gidiyor öyle bir hava..Kimeyse artık o da sanki dünyayı kurtarıcam,çaktırmayın bozmayın yazıktır.Coolluk benim de haklım,olamasam da kader kısmet.Sırt çantası,boyundan asılmış kendim kadar bir spor çantası(bakın kendim kadar düşün yani,hah gerçi an itibariyle 28 beden kot pantolona sığdım orası da ayrı hahayt bunun da zevki başka,neyse) ve fotoğraf makinası çantası,üstümde xxxxl bir eşortman sanırsın eminem benim kankam,spor ayakkabı takılıyorum öyle..Şimdi ben cool olucağını düşünüyordum ama hayal görüyordum , dışarıya çıkınca anladım..Coolluk benim neyime?O xxxxl eşortman altını niye giyersin e be salak?Yağmur yağıyor! O paçaları ne siz sorun ne ben anlatayım.Coolum diye çıktım yağmurlu bir günde İstanbulun kaldırım pisliklerini temizlemeye ant içmiş bir losera döndüm.
Neyse okula ulaştım bir şekilde.Vizeyi alelacele yapıp çıktım alnımın akıyla kurtuldum biraz önce aldığım bir habere göre tam puan almışım,neyse ondan sonra kafeye koşturdum.Ama yorgunluktan da ölüyorum gökçe'yle geç saate kadar vizeye çalışmıştık,hava da deli gibi soğuk.Napsam napsam derken okulumun en sevdiğim yanı olan koridorlardaki yatak şeklinde koltuklardan birini alıp kaloriferin önüne çektim yattım uyudum öyle de bir hayvanım yani.Montları da üstüme aldım gayet dünya umurumda olmayan bir biçimde uyudum,kesin o sırada oradan brad pitt'ler efendime söyliyim johnny depp'ler geçti bana da bir taraflarıyla güldürler.Zaten anladığım kadarıyla okul ders aralarında koridorlarda dolaşmaları için bir mankenlik ajansıyla anlaşmış,derslere falan girmiyor onlar başka hiç bir yerde göremiyorsun.Dur şurdan bir kahve alıyım diye tipine bakmadan mal gibi atlayınca,en bitik ,çirkinin de beteri olduğun günler için varlar sadece.

''Arkadaşlar ses yapmayın koridorda,uyuyanlar var.'' sesiyle uyandım.Kafamda şimşekler çakıyor o sırada,tanıdık bir ses desen ı-ıh değil , yaşlı bir erkek sesi.Ne alaka lan kim bu overdose düşünceli diye kafayı bir kaldırdım ki profesörü gördüm karşımda,yanında da öğrencileri..Ehehehe şey ya hehe ben teşekkü.. dememe kalmadı ''ah uyandınız mı kusura bakmayın çok ses yaptık,uyuyun uyuyun.'' dedi.SENİN ALLAHINA KURBAN BEEE!!Senin o egosuz ruhunun önünde diz çökerim ben!Eğitimciyim diye geçinen profesörlük unvanına ulaşmalarına daha asırların olduğu,egolarından aynada kendilerini bile göremeyen beyinsizler ortalığı kaplamışken,ah sen ne tatlısın,ah sen ne güzelsin be amcam!

Veeeee sonunda yola çıkış!Hepimiz eşyalarımızı topladık,arabaya yerleştirdik.En arkayı kaptım bir güzel kuruldum oraya.Volkswagen caravelle yani orta boylu bir araçla gidiyoruz ve 7 kişiyiz gayet sıcak bir ortam yani.Ayakkabıları attık hepimiz diğerimizin kucağına yayıldık çıktık yola.Ben zaten her daim her yerde her şekilde uyuyabilme konusunda profesyonel olduğum için direk uyudum.Emir'in gitarı yanındaydı o çaldı bizim kızlar söyledi.Sonra arabanın durduğunu fark ederek uyandım.Ne olsa beğenirsiniz?Yolda kalmışız abi iyi mi?İnanılmaz kar vardı ama bu kadarını düşünmüyorduk,yolları kapamışlar.4-5 saat orda mahsur kaldık.Umurumda oldu mu?Hayır yine uyudum.Çünkü ben aç bir hayvanım yanıma yemek stoğu yapmıştım endişe 0 tabii tuz kuru.Hava aydınlanıp biraz ısınmaya başlayınca tekrar yola çıktık.Akşam 11.30 gibi yola çıkmıştık , öğlen 12 gibi Akseki'ye ulaştık.Bu arada yolda lensim düştü ve gözlerim 5 numara olduğundan ben burnumun ucunu bile göremedim.Bildiğin cehennem.Fen labaratuarını yapacağımız okulun fen öğretmeni Hüseyin abi'yle tanıştık.Abi diyorum çünkü kendisi gayet 87 li.Bizim kulübe ulaşan da kendisiymiş.Orada bir çay bahçesi varmış oraya gittik.İçerde yeriniz var dediler hoop geçtik içeriye 5 kız donduğumuz için en önden atladık mal gibi.Manzarayı aynen aktarıyorum: Bir salon dolusu erkek.Dişi sinek uçmuyor ordan.İçeriye girmemizle yüzlerce kafa döndü.Birbirimize yapıştık yandan yandan giderken merve masaya atladı hoooop tüm salona sırtını döndü bağını kopardı.Biz mal gibi kaldık.Allahtan Emir yetişti de sonradan çıkardı bizi ordan.Bir de ne öğrenelim, abi hepsi askermiş izin günlerinde çıkıp oraya gitmişler.İyi yırttık yani!

Biz normalde labaratuar malzemelerini alıp yollayıp kurulum masraflarını üstlenmiştik.Sınıfı görmek isteyip okula gitmek istediğimizi bildirdik.Okula gittik sınıfa bir girdik ki allahım nasıl iğrenç,nasıl berbat!Her yer toz,yıkık dökük,perişan,pis!Duvarlar dökülüyor sıvalar falan iğrenç!Bakakaldık sınıfa herkesin bir suratı düştü.İlçe Milli Eğitim Müdürü teşrif ettiler , müdürün odasına geçtik.Kendisi başladı konuşmaya, işte artık deneyler labaratuar ortamında yapılmıyormuş,çocuklara dış ortamlarda öğretip bu deneyleri yaptırabiliyormuşsunuz vs vs.Bendeki sinir harbini şuan anlatamam.MAL NİYE YAPTIK O ZAMAN SENİN AĞZINI BURNUNU DAĞITIRIM BEN  diye adamın gırtlağına yapışmak istedim.Teşekkür edeceğine yüzsüze bak!

Neyse Emir böldü konuyu , sınıfı toparlamak istediğini söyledi.Ama adam laftan anlamıyor ki plan yapalım o zaman bıdı bıdı bıdı bıdı konuşuyor.Yahu ne planı alıcaz 2 kutu boya yapıcaz işte.Neyse 2 saat beynimiz ütülendikten sonra kalktık yemek yemeye gittik.Yemekte Emir'in kuzeni Ata abiyle tanıştık.İnanılmaz tatlı biri , şehir şehir gezmiş , istanbul'da yıllarca yaşamış en sonunda bıkmış Akseki'ye yerleşmiş.Apartmanı resmen kız öğrenci yurduna çevirmiş.Her kata kız öğrencileri yerleştirmiş onlara göz kulak oluyor.Nasıl ilgili biri resmen hepsinin babası olmuş,kızlar da bayılıyorlar Ata abi'ye.Şansa bak onun da gözleri 5 numaraymış,kendi gözlüklerinden birini bana var.Camlar altıgen.Tabi o haldeyken gözlüğün şekline bakıcak halim yok ama bir taktım allahım nasıl çirkinim,nasıl çirkinim..Neyse yapıcak bir şey yok tabii şükrettim teşekkür ettim.Ama bizimkiler bakıp bakıp gülüyor.Yolculuk boyunca adım adım çirkinleştim hatta emir 3. gün ''Beka çok çirkinleştin bu ne ya kızım sana noldu ayyyy gülünce bile çirkinsin ata abi bak telefondan fotoğrafını gösteriyim,bu kız bu kız ya hale bakar mısın nasıl değişti?!'' dedi.

Sınıfa döndük duvarlardaki panoları tahtayı söktük.Sabahlayalım ama şurası bitsin yarın da biraz gezeriz dedik.Emir'le Fahri malzemeleri almaya gittiler,biz kızlar labaratuar malzemelerini başka sınıfa taşıdık onları yıkadık kuruladık temizledik.Sular da buz gibi bu arada sıcak su yok yani lütfen saygı duyun.Emir'ler geldi kızlar temizlik işine devam ederken ben boya-badanaya geçtim.Ayıptır söylemesi harikalar yarattım.Fahri bir kat badanayı saatlerce uğraşırken 2. katı hemen bitirdim lanet olsun böyle bir boyacı ruhu varmış içimde senelerdir de değerini bilememişiz , harcanmışım buralarda!Okulu falan bırakıp boyacı mı olsam napsam?İnanılmaz eğlenceli oğlum!Tahtaları indirdik kaldırdık emir ve fahri'yle.Hüseyin abi bize yardım ediyor bir de beden eğitimi hocası vardı,bizimle birlikte uğraştılar didindiler.Ah keşke tüm öğretmenler öyle olsa be.Hüseyin hoca o sınıf için öyle çaba sarf etti ki ..Bizimle birlikte sabaha kadar çalıştı boya yaptı.Bir de benim egomanyak hocalarımı düşünüyorum da..İşleri güçleri en önemlisi benim dersim şudur budur..

Gecenin sonunda her yerimiz boya-badana olmuştu, benim saçlarım bile.Kızların elleri soğuk sudan çatlamış her yerleri ağrıyordu.Emir'de o sırada bana ''Beka erkek gibisin yaaa 10 erkek gücündesin yemin ederim inşallah senin gibi kızım olur'' diyordu.Üzülsem mi sevinsem mi bilemedim.Yorgunluktan geberiyoruz ama gerçek anlamda.Emir Fahri ve şöför amca öğretmen evinde bizse öğrenci yurdunda kalıcaktık,milli eğitim müdürü öyle ayarladı.Lütfetti yani kalmaya bile yer vermicekti az kalsın.Bizim kaldığımız yurt huzur evi olarak yapılmış ,sonradan kız öğrenci yurduna dönmüş,başka bir yurt yapılınca da kapatılmış.Fakat bizim gittiğimiz haftasonu orda bir ödül töreni mi nedir çözemedik olmasından dolayı asker yakınlarının kalması için orayı açmışlar.Bizi oraya bırakmaları için arabaya bindik.Bir indik ki allahım köyün en yüksek tepesinde tek bir bina orası.Öldürseler kimsenin haberi olmayacak.Neyse dedik bir şey olmaz hehehe her şey ne kadar harika diye giderken aaayyyyy bir de görevlileri gördüm.Allah affetsin de yani..Bir kız öğrenci yurduna konulabilecek en güven vermeyen adamları seçin deseler onlar çıkar sonuç olarak.Ama o kadar safmışız ki tek sorun bu sanmışız.Asıl kabus odaya girince başladı.El kadar odaya 2 ranza koymuşlar, nasıl pis allahım resmen kokuyor oda.O yatakların hali,simsiyah olmuşlar.Tuvalet desen iğreeeenç terlikle bile basmazsın oraya , köpek bağlasan durmaz!Duşakabin falan hak getire , normal zeminden 3-4 cm daha içerde bir kısım var.Milli Eğitim Müdürü'de daha yeni temizlettik orayı diye övünmüştü.Bu mu lan temiz!Ulan bitlenicek ölücez gidicez şu kapıdaki adamlar gelip bizi kesseler ruhunuz duymaz be!O değil de kesin bizi öldürücekler burda diye diye uyuyakaldık hepimiz serdiğimiz çarşafların üstünde..İlk günümüz böyleydi işte.Of be çok uzun oldu şimdilik bu kadar olsun.2 ve 3te başka güne artık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder